Özlem...

Şiirler geçiyor içimden...
Okuduğum, yazdığım bütün şiirler...
Aklımdakileri sözcüklere dökmek geliyor içimden...
Yapamıyorum...
Özlemi benimkinden büyük bir "Ege"...
Biz bundan tat almayı öğrenmiştik de...
Oğlumuza nasıl öğretecektik onu bilemedik...

Minik Kaçamak...

Çok zamandır aklımızdaydı. Ege, tren yolculuğuna sevdalı bir ailenin ferdi olarak henüz treni sadece kitaplarda görmüştü. Bugün, yarın... Oraya, buraya... derken günler geçti.
Bayram öncesi küçük bir kaçamak yapmak ve bu sene yapamadığımız deniz keyfinin acısını çıkarmak için Pamucak sahiline gitmek istedik.

İlk gördüğüm günden beri severim bu kumsalı.
Deniz pek büyüklere hitap etmiyor ama metrelerce sonra bile dizinizin altında kalan seviyesi ile Ege için ideal olduğunu düşündüm.
Geçen seneki başarısız deniz alıştırmamızdan sonra, Ege su sever-deniz sevmez olmasın diye bütün çabam...
Biz pek standart otel tipi bir aile değiliz.

Aramalarım sonucu sahildeki Dereli Tesisleri'ni buldum.
Ve tabii ki yolculuk tren ile yapılacaktı...
Ya sevmezse, sesinden korkarsa gibi düşüncelerle çok sevgili La-la'yı çantaya gizlice atmıştım evden çıkmadan ve sevdiği susamlı çubuklardan yapmıştık yol için :)

Ve Ege treni sevdi...
Ve Ege denizi sevdi...Ama mevsim sebebiyle su biraz soğuktu...

Ege kumları daha da çok sevdi...
Çok güzel bir zamana denk gelmişiz. 8 Eylül, Selçuk'un kurtuluş yıl dönümü sebebiyle etkinlikler vardı şehirde.
Bir gece yemek için yer ararken bir "efe" gösterisine denk gelişimiz, şehirde arabadan çok motorsiklet ve bisiklet oluşu, dolmuş şoförünün tavsiyesi ile gittiğimiz muhteşem lezzet Selçuk Köftecisi, yardımsever ve güleryüzlü Selçuk esnafı,

şehirin ortasında yatan tarih; bakımlı su kemerleri ve üzerinde leylekler yuva yapsın diye temelleri oluşturulmuş,

ötesi kuşlar tarafından tamamlanmış yuvalar

ve ansızın tepede beliriveren gördüğüm en tastamam tarihi kale; Selçuk kalesi...
Biz Selçuk'u çok sevdik...
Ama en çok, "trenden indiğimizde nasıl da fark edemedik" dediğimiz, bir gece tren istasyonunun hemen önünde bizi karşılayan, hemşehrim Mehmet Aksoy'un güzel gönlünden, maharetli ellerinden çıkan, gördüğümüz anda gözlerimizi dolduran, seyrine doyamadığımız, inceledikçe büyülendiğimiz Selçuk Kurtuluş Yolu Anıtı'nı sevdik...

Biz gece gördüğümüz ve ışıklandırma müsait olmadığı için herhalde, fark edemeyip sadece tanıtım tabelasında okuyabildiğimiz, Atatürk'ün gölgesini; Sanatçı'nın sitesindeki fotoğraf çok güzel gösteriyor.

Ve Ege'nin kulağına usulca fısıldayarak okuduğumuz, karşısına geçip çaylarımızı keyifle yudumladığımız Anıt'ın arka duvarındaki Nazım Hikmet'in Kurtuluş Savaşı Destanı'ndan bir bölüm...

Büyülendik, tazelendik ve döndük :)

Not:Selçuk Kurtuluş Yolu Anıtı fotoğrafı Mehmet Aksoy'un sitesinden alınmıştır.

Ege Dedi...

"Ham yok". "Yerim seni,şimdi yicem seni" gibi şeyler diyen herkese :)

Ege İlk Kez...

Ege bir konsere baştan sona katıldı.Zülfü Livaneli Şirinyer'deydi :)

Ege İlk Kez...

Ege 3 kelimeli cümle kurdu.Eli kulağında "alo, baba nede? -alo, nene nede? "dedi. Kahvaltı sırasında birden bire.

Ege İlk Kez...

Ege  denize koşarak kendisi girdi :)

NB vs. NB


öyle sevinmiştik ki annesi "borularından kurtulmak üzere" yazınca.
meğer temelli kurtuluyormuş.
maalesef ben bu satırları yazarken bile dünyanın her yerinde bir annenin yüreğinden bir parça kopup gidiyor.
kimseyi teskin edecek söz yok.
"gidip gelmeyenlerle" yakından tanıştığımda küçük bir kızdım.
acılar -neyse ki- ilk andaki tazeliğinde kalmıyor.
içimizdeki ateş anbean soğuyor yoksa dayanmak imkansızlaşırdı.
şahitlik ettiğimiz bu mücadeleye, bu güçlü aileye saygı duymamak imkansız.
yaradan sabırlar versin...
minik melek NEHİR, huzur içinde uyusun...

Ege İlk Kez...

 Ege annesi,babası,anneannesi dışında birisiyle dışarıya çıktı.Nihal halasıyla Buca'dan Bornova'ya gidip geldiler.

Egece-Türkçe Sözlük...

Kelime: ok
Anlamı: oku
Eline bir kitap alıp geliyor, kucağa oturuyor ve "ok" diyor.

up