Arşiv...

Geleneksel olarak hazırladığım(ız) yeni yıl hedefleri listesinin maddelerinden birini hızlandırmak amaçlı başlayan çalışmalarım beni bambaşka yerlere sürükledi. Önce Ege'nin video arşivini ne şekilde koruyabilirim diye düşünmeye başladım ve Vimeo'dan bir aylık plus hesap aldım. Plus hesap bitince yüklediğim videolar sistemde görünür durumda kalacakmış. Haftalık 5gb upload limiti veriyor. Bizim de zaten 25gb video arşivimiz var.
Fotoğrafların orijinallerini saklamak için henüz kesin bir çözüm bulamadım. Boyutlarını ACDSee ile küçültüp Ege için açtığım gmail hesabından babasına ve konu ile ilgilenen dostlara mail atıyorum. Böylelikle hem Ege'nin giden kutusunda hem de babamızın gelen kutusunda saklı duruyorlar. Küçültüp gönderdiğim için, içim çok da rahat değil. O işe de bir çözüm bulmam lazım ama (ortalama 4mb olsa) 5000 fotoğraf nereye, nasıl kopyalanır bilemiyorum.
Bir de sadece Ege'nin mail adresine okuma izni verdiğim özel bir blog daha açtım. Oraya da bugüne kadar tuttuğum bölük pörçük notları ve bundan sonra ona özel yazacaklarımı toparlamaya başladım. Hepsi el yazımla kağıtlarda da var. Bunlar sadece kaybolma riskine karşı alınmış önlemler.
Her yeni arşivleme çalışmamda, bir arkadaşımın "Ne kadar çok kayıt altına alıyorsun her şeyi... Birazını da büyüyünce sen anlat, senden dinlesin." deyişi aklımda. Ona da söylediğim gibi öyle az şeyi hatırlayabiliyorum ki, Ege anlayacak yaşa geldiğinde hiçbir şey hatırlayamamaktan korkuyorum.
İşte bütün çabamın sebebi budur.
Tüm bu video arşivleme çalışmaları sırasında yaklaşık 830 günlük birlikteliğimiz sırasında oğlumla nerelerden geçtiğimizi, bize kimlerin yol arkadaşlığı yaptığını, ne hatalar yaptığımı, annelik serüvenimi daha derli toplu değerlendirdim. Şimdi olsa asla yapmayacağım şeyler de yapmışım, kendimi tebrik edeceğim davranışlarda da bulunmuşum.
Bir çocuk yetiştirirken teşekkür edecek o kadar çok insan giriyor ki hayatımıza hepsini akılda tutmak çok güç gerçekten.
Emeği geçen herkese çok teşekkürler...


Ege Dedi...

Ege uzun zamandır 5'e kadar sayıyor.Rakam gördüğünde otomatik gibi başlıyor saymaya. Bugün Sasalı Doğal Yaşam Parkı'nda gezerken, o saydıktan sonra "6" demek geldi aklıma. "Yeti, setiz, tokuz" deyiverdi.

Masal...

Herkesin bir masalı var. İçinde yaşadığı, içinde yaşattığı.
Kelimelere dökebilenler var, çizebilenler var, şekil verebilenler var.
İçindeki masalı paylaşmak, bu masalın yolunu başkalarının masallarıyla çakıştırabilmek en güzel olan.
Az çok blog okuyanlar görmüş, duymuş, haberdar olmuşlardır.
"Bir Kar Masalı"çıktı.
Ege henüz bizzat tanışamadı. Sevgili adaşımın iPad tanıtımı sayesinde haberdar oldu.
Doğruyu söylemek gerekirse, masalı daha çok kendime saklıyorum basılı hali elimize geçinceye kadar.

Bu masalı hayata geçirenlerin neler hissettiklerini anlamamız mümkün değil elbette.
Çocuğu olan herkes bilir. Kendi çocuğuna hislerin başka bir şeye benzemez.
"Bir Kar Masalı" onların ortak çocukları...
Onlar ne kadar tarif etmeye çalışmış olsalar da biz onları anlayamayız ama onlar da bizi anlayamazlar.
Çok sevdiğin bir annenin aklındaki masalı kendi bilgisayarında okumak, ona böyle dokunmak...
Ne güzel çiziyor diye uzaktan uzaktan sürekli takip ettiğin bir annenin bütün çocuklar için -senin oğlun için de- çizdiğini bilmek...
Sohbetlerine doyamadığın bir annenin yaptığı iş ile gönül evinin içine kadar girmesi...
Çok teşekkür ederim. Masalımızı masalınızla süslediğiniz için. Ellerinize, emeklerinize sağlık.

Tanışalım mı?

Çok sevdiğimiz bir "ablamız" (!!!) blog açmak konusunda sohbet ederken "sadece oğlumdan bahsetmeyeceğim, hatıra bırakmaksa amaç o da beni tanısın" dedi. Beni de fethetti. Daha başlarken okunası bir blog yazarı olacağını belli etti.
Buradan yola çıkarak;
Öyle değil mi gerçekten, biz evlatlarımızı en iyi tanıyanlar olmaz mıyız genellikle?
Peki ya bir evlat annesini ne kadar tanır? Ben annemi ne kadar tanıyorum? Elbette biliyoruz. Biz değil miyiz onların parçası olan? Ne kadar eleştirsek de dönüp dolanıp annemize benzeyen, hele de kızlar.
Peki ya yaşadıkları?
Aşkları, acıları, mutlulukları, kızgınlıkları, sevinçleri, özençleri, umutları, hayalleri, planları...
Bunları bilmeli miyiz? Bilmemizi isterler mi? Ben ister miyim Ege beni bu kadar tanısın?
Galiba isterim ama sanıyorum önce ben, beni o kadar tanımalıyım...


Bulamaç

"Ben yapmam"
"Asla"
"Ay nasıl yapıyorlar"
Bir annenin hatta bir insanın kurabileceği en tehlikeli cümlelermiş.
Ben çocuğuma öyle karmuş kurmuş şeyler yedirmem. Oldu cicim , görürsem söylerim.
Bugün yaptım.Evdeki mis gibi ıspanağı ısrarla yemeyen , yiyeceğim diyip tabağına dilimlettiği tavuk ızgarayı kurutmak suretiyle yemeyen oğluma akşam saatlerinde "ıspanaklı, tavuklu tarhana çorbası" yaptım.
Tekrar tekrar pişmekten onlarda bir fayda kaldı mı bilmiyorum ama görüntü ve koku fena değildi. Malum diyet sebebiyle , yemek saatlerim dışında ağzıma lokma koymamayı prensip edindiğimden tadına bakmadım. Herhalde tadı da fena değildi ki 2 koca çorba tabağını içine ekmekleri ufalayıp ufalayıp sildi süpürdü. Bu performansta kahvaltıdan beri adamakıllı bir şey yememiş olmasının ve dans eden İggle Piggle ve Uppsy Daisy'nin de etkisi elbette vardır.
E , ne demişler -büyük lokma ye , büyük söz söyleme-

Ege Dedi...

Ege "uudu vallaa" dedi. Gece bahçesi seyrederken İggle Piggle için dedi. Gün içinde bir kez daha ve doğru yerde "vallaa" dedi ama onu anımsayamadım.

Egece-Türkçe Sözlük...

Kelime: damtaz
Anlamı: cambaz

Ege İlk Kez...

İlk kez üzerindeki hırkayı kendi kendine çıkarttı.

Gibi gibi

Bazen insan hiçbir şey olmamış gibi davranmak istiyor.
Ben de istiyorum.
Sanki aylardır yazmayan ben değilmişim gibi.
Bu süreçte hayat durmuş gibi.
Blog sayfam aylarca arızalanmamış gibi davranma hakkımı kullanıyorum.
Evet, nerede kalmıştık :)


Egece-Türkçe Sözlük...

Kelime: yuf
Anlamı: su


Kelime: übegeder
Anlamı: helikopter


Kelime: kammon
Anlamı: kamyon

Ege Dedi...

"Men abi olcam, motomikitiye bincem , kak takcam." meali "ben abi olunca,motorsiklete binip kask takıcam" :)

Ege İlk Kez...

İlk kez bir şeyi almak isteyip, onun için ağladı ve başarıya ulaştı. Serpil kitabevinden kitap. Teletubbies :)

Egece-Türkçe Sözlük...

Kelime: abadabus
Anlamı: otobüs

Ege Yaptı...

Ege 3.şehirlerarası otobüs yolculuğunu yaptı. Ankara - İzmir Kamilkoç ile. Yolculuğun sonunda da kustu otobüsün içine.

Ege Büyüdü...

Boy: 91cm
Ağırlık: 14kg
Baş çevresi: 52cm

Ege Dedi...

"Kasınıyom anne, beni kası" meali "kaşınıyorum anne, beni kaşı" gerçekten  bedeni kaşındığında.

"alama .... alama" gerçekten ağlayan birisini gördüğünde veya ağlama taklidi yapıldığında veya kendisi sinirlenip vurunca pişman olduğunda, ben kızgınca bakınca.

up