O, Benim...

Bugünlerde Ankara otobüslerinde, durakta elinde bu kitap, dudakları titreyerek, gözlerindeki nemi silmeye çalışan birisini görürseniz... O, benim...
Nurturia anneleri bahsetmişti kitaptan daha önce... Çok başarılı hikayeler de var içerisinde... Minik bir gülümsemeyle bitirdiğim hikayeler de... Etkileyici olanların üstüne, insan nefes almak, durup düşünmek ihtiyacı hissediyor. Özetle lezzetli ve etkileyici bir kitap.

Bu Adam Büyüyor...

Gözlerimin önünde büyüyor.
"Ben sana küstüm dayı, beni ağlattın diye. Sen beni üzdün"

Yanıma yatıp sohbetler ediyor. 
"Ben İdil'in abiyim. Oyuncaklarımı onunla paalaştım. Güzel güzel oonadık."

Seyrettiklerini başkalarına anlatıyor.
"Anane mebi hatta omus. Tamici bob onu aadı"

Seçimler yapıyor.
"Babaya gidelim. Obobüse binelim, ucaka binmeyelim. Kokcak bise yok?"

Kararlar veriyor.
"Onu gimicem. Bunu yemicem. Kakmicam. Bunu kapa. Doodum. Ukum geedi."


Gittiği yerden dönmüyor.
"Sen git, ben geemicem. Sen git, beni al."








Ege Dedi...

Televizyonda "Osmanlı" dizisi var. Okan Yalabık da oynuyor. Ben "ne kadar Hüseyin'e benziyor" diyorum. Annem de "Hüseyin kim?" diye soruyor. "Meryem'in -Ege'nin halası- oğlu" diyorum. Bir sahne sonra tekrar çıkıyor. Ege bağırıyor "bunun aanısından Meerem Halamda vaarr!!!".

Kardan Adam

Ankara'ya kar yağdı. Tanıyanlar bilir ben kış mevsimini sevmem. Dışarıdakileri düşündükçe canım acır. Üşümek, kat kat giyinmek, dilediğince gezememek, suyla dilediğimce haşır neşir olamamak fena halde canımı sıkar. Evet kar yağdı ve evde beni bekleyen sevimli bir canavar vardı. Ne için mi? Bana "Kış mevsiminin de sevilecek yanları var anne" demek için...
 
Havuçlu, limon çekirdekli, maydonozlu kardan adam
Portatif kardan adam


up